27 Ağustos 2012 Pazartesi

Hatalar,Hatalar,Hatalar


Ligin ilk derbisi oynandı ve 6 tane golün olduğu bir maç çıktı ortaya. Bu ifadeyle bu karşılaşmanın çok güzel geçmiş olduğuna dair bir algı oluşabilir, ama bu yanlış bir algı olur. Bireysel anlamda çok fazla hataların yapıldığı, üst düzey bir karşılaşmaya yakışmayan goller izledik genel olarak.. Özellikle Galatasaray açısından bu kadar hatanın yapıldığı, konsantrasyon probleminin yaşandığı ve fiziksel olarak bir bölümden sonra rakibin gerisinde kalındığı bir duruma şahit olmak alışılagelmişin dışındaydı. Böyle bir maçta Beşiktaş 3 kez öne geçti, ama 3'ünde de yakalandı.

13 Ağustos 2012 Pazartesi

İmparatorun 14. Kupası ve İkinci Altın Çağı


Sezonu Fenerbahçe karşısında kupayla kapayıp yeni sezonu yine Fenerbahçe karşısında kupayla açmaktan daha güzel ne olabilir? Hem de bu sefer karanlık ve gölgelerin içinde değil aydınlık ve parıltıların altında.. Bu Süper Kupa'nın böyle simgesel bir anlamı da var.. Türk futbolu için karanlık olarak tarihte yerini alan o geçen sezon karanlıkta sonlanırken; belki de bu sezonla beraber Galatasaray'ın önderliğinde yeniden aydınlığa çıkma süreci,aydınlıkta kalkan bu kupayla başlamış oldu. Yeniden bir Galatasaray çağının başlangıcı arefesinde olduğumuzu hatırlattı bize bu kupa..

Kupanın bu sembolizminin altındaki maçın hikayesi de kendi içinde farklı bir dramaya sahipti. Aslında geçen sezona bakıp  'Biz bu senaryoyu görmüştük' demek de mümkün.. Gidişat olarak bu kadar benzeyen mücadelelere sahip olmuştu Galatasaray-Fenerbahçe rekabeti.. Ama yine sonunda kazanan taraf aynı zamanda hakeden taraf oldu. Futbolun genellikle tecelli eden adaletine şahitlik ettik bir kez daha.. Yine orta sahayı domine eden, önde basan ve net pozisyonlar üreten bir Galatasaray gördük ezeli rakip karşısında.. Ama yine kaçan pozisyonlar, yine bir beceriksizlik hali ve devamında yine Fenerbahçe'yi maçın içinde tutan bir durum.. Umut'un golü üretilen net pozisyonların aksine rakip savunma ve kalecisinin hatasından geldi.. Sonrasında ele geçen fırsatların değerlendirilememesi ve üstüne olmayacak şekilde yenen bu şans/sanssızlık golü rakibi maçın içine tekrardan soktu..

İkinci devre, devre arasından önce gol bulan Fenerbahçe adına sahada birşeyler değişir mi düşüncesi pek fazla uzun sürmedi. İkinci yarıya da üstün başlayan ve golü bulan taraf Galatasaray'dı.. Ancak sonrasında gene bir duran top, gene bir karambol, gene bir tartışma içinde 2-2'ye geldi skor. Devamında gece omuzlarda karşılanan(!) Engin'den neden gördüğünü anlamadığımız bir kırmızı kart sonrası nedenini gayet iyi anladığımız bir yakaya yapışma sahnesi izledik.. Herhalde sağlam bir ceza alır.. Hem kulüpten hem de federasyondan.. Devamında psikolojik üstünlüğü ele geçirmesi gereken Fenerbahçe savunma-orta saha hattında oyunu gerektiği gibi kontrol edemeyince 10 kişi de olsa Galatasaray oyundaki üstünlüğü elinde tuttu. Ve son dakikada gelen penaltıyla beraber kupaya yavaş yavaş uzandı.. Maç üç aşağı beş yukarı böyleydi.. Hakedenin ve daha çok isteyenenin sonuçta kupayı kaldırdığı bir derbi izledik..

Hakemle ilgili görüşümü peşinen söyleyeyim.. Cüneyt Çakır Türkiye'nin en iyi hakemi falan değil.. Hakemlik tarzı ve otoriter-sert yapısı Avrupa'daki mücedelelerde işe yarıyor olabilir ama bu ülke sınırları içinde daha yatıştırıcı ve uzlaştırıcı bir üsluba ihtiyaç var.. Örnek vermeye gerek yok zaten.. Verdiği yanlış kararların bir sonraki pozisyonda muhakeme yeteneğini etkilediği de bir gerçek.. Ve her iki taraf adına da tartışılabilecek kararlara imza attı.. Ki bu zaten o hakemin maçı yeteri kadar iyi yönetmediğini gösteriyor.. Benim elimde olsa bütün Galatasaray-Fenerbahçe derbilerine Fırat Aydınus'u verir, geri kalan zor maçları da çok fazla tartışmalı pozisyon olmamasını dileyerek Cüneyt Çakır'a ve Bülent Yıldırım'a paylaştırırdım.

Hakemi bir tarafa itip takımların şöyle bir son durumlarına baksak Galatasaray'ın geçen sezon kaldığı yerden devam ettiğini görüyoruz.. Aynı anlayışı taktiksel olarak biraz daha geliştirip, daha iyi oyuncularla oynamaya çalışıyorlar.. Fenerbahçe için ise orta sahadaki bu problem çözülmedikçe, savunma top kullanma konusunda bu kadar pasif kaldıkça sıkıntı devam edebilir. Hatta hücumdaki bu oyuncu bolluğu başlarını ağrıtabilir bile.. Spartak Moskova turu da kolay olmayacak belli ki.. Her ne kadar son maçta Zenit'e ezilerek mağlup olsalar da kesinlikle küçümsememek lazım rakibi..

Oyuncu performanslarına kısa kısa değinmek gerekirse, maçın yıldızları Selçuk ve Umut..Selçuk orta sahadaki üstün performansının üstüne artık maç kazandıran,liderlik yapan bir oyuncu konumunda.. Umut; çok iyi başladı Galatasaray kariyerine.. Sezonun devamında gene faydalı olacaktır.. Eboue; bu iki isim hariç takımın en iyisiydi, sezona hazır.. Dany'nin ikili mücadelelerde biraz daha agresif ve sert olması lazım.. Kazanabileceği pozisyonlardan mağlup ayrılıyor, bu da sıkıntı yaratıyor takım adına. Oysa ki çabuk-güçlü ve iyi  pozisyon alan bir stoper.. Semih; dün Irmak Kazuk demişti galiba bir röportj sırasında geçen sezonun başında takımın 4. ya da 5. stoperiyken şimdi 1. stoperi haline geldi.. Gelişmeye aynen devam.. Hakan Balta; var olduğu söylenen sakatlığına rağmen temposu gayet iyi.. Bir de sakat olmasa yapabileceklerinden korkuyorum :) Hamit; net olarak hazır değil.. Fiziksel olarak biraz daha toparlaması lazım.. Emre; şu ana kadar takımın en iyilerinden ama sezon başı iyi antrenman yapmış olması bunda ana etken.. Eğer sezon içinde devamlılık gösterirse asıl o zaman 'iyi' olacak.. Elmander; bu maçlık pek göze batmadı, ama ondan vazgeçebilmek o kadar zor ki.. Amrabat; yavaş yavaş olacak diye düşünüyorum, biraz zamana ihtiyacı var.. Aydın; ah be oğlum ha oldun olacaksın diyoruz, bir türlü olamadın, ama hala kredisi var.. Veeeeee Engin....

Engin Baytar yetenekli adam hakikaten.. Üst seviye futbol içinde var olabilecek derecede yetenekli.. Ama kafa yapısı, mantalitesi bu kadar zayıfken olmayacak gibi.. Dünkü maçta da yine gereksiz hareketlere girdi ve en sonunda atıldı.. Ben atılması pozisyonuna çok kızamıyorum.. Çünkü;neden atıldı bilmiyorum.. Hayatımda hiçbir maçta hakemin çevresi sarılı itiraz eden oyuncu grubu içinden bir oyuncuya direkt kırmızı kart çıktığına şahit olmadım.. Ama kırmızıdan sonraki hareketleri olsun, ilk yarıdaki tavırlarkendini yere atmalar vs. Böyle olmayacağı açık.. Ben direkt silmiyorum kendisini, ama omuzlara alınmalık bir kafa yapısının da çok uzağındayım.. Engin'in bu yaptıklarını desteklememek lazım.. Hem Engin'in hem de Galatasaray'ın iyiliği açısından.. Neyse.. Fenerbahçe'de kayda değer tek performansı Kuyt gösterdi.. Geri kalanlar Alex de dahil olmak üzere vasat-kötü ekseninde bir çizgide oynadılar.. Yobo, Gökhan döndüğü zaman işler daha  olumluya dönecektir ama orta saha sıkıntısı büyük..

Sonuca bağlarsak kazanılan bu kupa bence Galatasaray adına başarılı geçecek bir dönemin habercisi.. Ve bu Galatasaray'ın başında, sadece Galatasaray'ın değil Türk futbolu'nun imparatoru var ve dün 14. Kupası'nı ganimetleri arasına eklerken, 2. Altın Çağı'nında artık başlamış olduğunu bizlere ufaktan belli etti.



18 Mart 2012 Pazar

Dev Adam


..Bir kitap yazasım var..Adını ‘Dev Adam’ koyasım,ilk sayfasına ‘’Johan Erik Calvin Elmander’e ithaf edilmiştir…’’ diye giriş yapasım var..

Şampiyonluk Yakın


Her derbi özeldir.Her derbinin öncesinde o maça özel  bir hava vardır.Bu yılki derbilerin havası kaçmıştı biraz birçok etkenden ötürü..Ancak bu son derbi öncesi oluşan genel atmosfer bunu telafi edecek kadar yüksekti..Devamında da sezonun en güzel derbisi oynandı..

11 Mart 2012 Pazar

Merkezcil Kuvvet


Fizikte merkezcil kuvvet vardır.Bir ipin ucuna bir cisim bağlayıp,dairesel bir eksende onu döndürürseniz merkezden onu itmeye çalışan bir kuvvet doğar..Bu kuvvetin o cismin hareketinde ne kadar etkin olduğunu belirleyen başka kuvvetler de vardır ama işin Galatasaray kısmına baktığımız zaman merkezden gelen itici kuvvet tek başına etkin gibi..