2 Şubat 2012 Perşembe

Antalya Maçı&Galatasaray'ın Duraklama Dönemi-I


Galatasaray kazandığı ivmesini kaybediyor mu sorusunu resmen cevapladı bu maçta..Ve o ivmeyi kaybetti.Herşey çok iyi gidiyormuş gibi görünürken,tarihi galibiyet serileri kovalanırken birkaç haftada bu hale gelmek düşündürücü..Galatasaray'ı yönetenler'Neden?' diye kafa yoruyorlardır elbet,ama bir kısmı da bunun temel kaynağının Galatasaray'ın kendi içinde olduğunu da biliyorlardır..

İlk önce kötü geçen transfer dönemiyle ilgili şunları söylemek lazım.Bu takımın net bir şekilde güçlendirilmeye ihtiyacı vardı.Hem bu sezon için,hem de önümüzdeki sezonlar için.Takımın eksikleri tek bir devre arası transfer döneminde giderilemezdi tabi,ama en acil ihtiyaçları karşılanmalıydı.Bu ihtiyaçların en başında da şüphesiz takımın zayıf halkası gibi görünen kanatlara yapılacak takviyeler geliyordu.Riera beklentileri karşılayamamışken,Kazım vasatken,Emre Çolak gelişme aşamasındayken;takımın geri kalanını rahatlatacak,diğer takım elemanlarının kafalarını kaldırdıkları zaman pas atmak için arayacakları,sorumluluk alacak bir tane isme ihtiyaç vardı en azından bu transfer döneminde..

Çeşitli isimlerin adı geçti,çeşitli isimlerin peşinde koşuldu..İlgilenilen oyuncular arasında doğru isimler de vardı.Bu anlamda en başa koyabileceğimiz Shaqiri de az önceki tanıma uyuyordu.Ve Terim'in istediği bir adamdı.Şöyle bir gerçek var ki Terim'in yazın isteyip de aldırdığı hiçbir bir oyuncudan şikayetçi kalmadı Galatasaray..Hepsi önemli katkılar verdi,beklentileri karşıladı.Sırf bu durum bile Fatih Hoca'nın oyuncu seçiminde doğru tercihlerde bulunduğunu ortaya koyuyordu.Bu yüzden onun istediği adamı almak 'Ya tutmazsa' endişesi oluşturamazdı.Buna ek olarak yazdan bu yana hemen hemen sıfırdan kurulmuş bir takımı buralara getirmiş bir teknik adama,işlerini kolaylaştıracak bir oyuncu hediye etmeliydi Galatasaray yönetimi..Fatih Hoca bunu haketmişti..

Galatasaray,yukarıda saydığım durumlara rağmen transfer yapmadı.Shaqiri transferinde ekonomik şartlar öne sürülerek vazgeçildi.Ama içeriden dışarıya yansıyan şeyler farklıydı.İlk önce ekonomik durumla ilgili şunu söyleyeyim.Galatasaray'ın şu an harika bir ekonomisi yok belki,ama geçen yaz döneminde takımın omurgasını baştan aşağıya yenileyen bir takım olarak çok da para harcamadı.Ödedikleri bonservis bedelinden Arda'dan gelen miktarı düşün,basit matematikle çok da büyük miktarlarda harcama yapmadıklarını görmek mümkün.Real Madrid,Perez 2.kez başa geldiği zaman 200 milyon euro'nun üstünde harcama yaptı.Tamam o Real Madrid,ama sen de Galatasaraysın..Onların harcadığının onda birini harca en azından.Daha bu yaz karşılaştı bu iki takım.Aralarında on kat bütçe farkı varmış gibi mi görünüyordu?

İçeriden dışaıya yansıtılan şeylerle ilgili olarak da Bülent Tulun'un bu transfere engel olduğu söyleniyor.Zaten Terim'le arasının pek iyi olmadığını biliyorduk,fikir ayrılıkları falan vardı.Bu olabilir..Başkan resmi yönetimde olmamasına rağmen onu yanında tutmak isteyordur.Bu da olabilir.Ama Fatih Terim'in sözü üstüne,Bülent Tulun'un sözünü dinliyorsa,bu olmaz..Bu hem başkan olarak yanlış tercihte bulunmaktır,hem de Fatih Hoca'ya karşı yapılmış bir ayıptır.Eğer başkan bu konuda böyle bir zihniyet gütmeye devam ederse,o hep bahsettiği  marka olma hedefi,hayal olarak kalır..Çünkü böyle bir hedefe ulaşabilmek için Terim'in kafasının rahat olması lazım..

Yapılan transferlerle ilgili de şunları söyleyebilirim..Yiğit-Kazım değişimi ne bir şey eksiltir,ne bir şey arttırır..Kazım zaten çok katkı sağlayamıyorken gitmiş olması yanlış değil.Yiğit de en az onun kadar performans gösterebilir.Kadro derinliği açısından da çok bir şey götürdüğünü zannetmiyorum Kazım'ın..Çünkü;dediğim gibi saha içinde pek bir katkı vermiyorsa,kağıt üzerinde derinlik yaratmasının bir anlamı yok.Onun yerine başka isimler de denenebilir.Engin mesela benim ilk tercihlerimden biri olurdu veya Mertana şans verilebilir.Bu Terim'e kalmış..He tüm bunlar kanat oyuncusu transferinin gerekliliğini ortadan kaldırmıyor,ama dediğim gibi katkı vermeyen,burada kalmak istemeyen Kazım'ın gidişini bu yapılmayan transferden bağımsız görebiliriz.

Necati ile ilgili söylenebilecek çok fazla şey var aslında ama,şu dönemde diyebileceğimiz tek şey mantıklı bir transfer hamlesi olduğu..Baros'un bu istikrarsızlığı devam ederken,oraya gol yüzdesi yüksek bir adamın gelmesi Galatasaray'ı rahatlatır..Tecrübesi,soğuk kanlılığı ve Galatasaray'a gönülden bağlılığıyla Necati ön tarafa gerçek bir derinlik katar,çeşitlilik kazandırır..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder